Eski devirlerden beri medeniyetlere başkentlik etmiş olan İstanbul, Fatihin kenti fethiyle birlikte yeni bir hüviyet kazanmıştır. Fatih fetihten kısa süre sonra hemen kenti imar faaliyetlerine girişmiştir. Fatihle başlatılan ve Kanunî ile doruk noktasına ulaştırılan imar ve iskân faaliyetleri sonunda, İstanbul Müslümanlar çoğunluk olmak üzere Hristiyan, Yahudi, Ermeni, Çingene gibi dinsel farklılığa göre biçimlendirilmiş bir yapıya dönüşmüştür. Nüfus politikaları ve kentin cazibe merkezi olmaya başlamasıyla birlikte 18. yüzyıla gelindiğinde kent nüfusu oldukça artmıştır. Ancak kentin yapılanmasında daha önceki geleneksel yapının III. Ahmed dönemine gelindiğinde de devam ettiği görülmektedir. Çalışmamızda III. Ahmed dönemi İstanbul Şeriyye Sicillerinden hareketle, İstanbulun yerleşim alanlarının dağılımı, sur içi kentte mahallelerin sayısı ve dini yapıya göre sıralanışı tespit edilmiştir. Bu noktada İstanbul Şeriyye sicilleri çalışmamızın şekillenmesinde büyük ölçüde belirleyici olmuştur. 1708-1730 arası sicillerde geçen hükümlerden hareketle tek tek mahalle isimleri tespit edilerek, yine davalardan hareketle kentin Müslüman ve gayrimüslim nüfus yapısı belirlenmeye çalışılmıştır. Yerleşim alanlarının tespiti yapıldıktan sonra kent içindeki yeşil alanların, bağ ve bahçelerin nasıl konumlandığı incelenmiştir. Sonraki aşama da devre ait seyahatname gözlemlerinden hareketle kent siluetinde önemli yere sahip olan çarşı ve pazarlara yer verilmiştir.
Istanbul, which has been the capital to civilizations since ancient times, has gained a new identity with the conquest of the city by Fatih. Shortly after the conquest of the city, Fatih has immediately embarked on the city development activities. At the end of the development and housing activities that started with Fatih and reached its climax with Kanuni, Istanbul has been transformed into a structure formed by religious differences, the majority of of whom are Muslims as well as Christians, Jews, Armenians and Gypsies. With the beginning of the city to become the attraction center of the urban population and the population policies during the 18th century, the city's population has increased considerably. However, it is observed that earlier traditional structure also continued in the period of Ahmed III in the construction of the city. In our study, starting from III. Ahmed Mughal period Istanbul Court Judge Records of,distribution of residential area of Istanbul, the number of districts in the interior walls and its order according to religious buildings in the city. At this point Istanbul Sharia records have been a significant determinant in shaping our research. Starting from the cases, it was attempted to determine the Muslim and non-Muslim population of the city structure again by identifying the names of districts one by one with respect to the verdicts that were found in the records between 1708-1730. After the determination of the residential areas of green areas in the city, it has been examined how vineyards and orchards were located. In the next stage, starting from the observations of travelogue belonging to the period, downtowns, markets and bazaars, which were of great importance in the circuit of the city skyline, have been mentioned.