İngiliz Kraliyeti, Danimarka Kraliyeti, Aragon Kraliyeti, Lombard Kraliyeti, Frank Kraliyetine bağlı hanedan mensupları, Kutsal-Roma Germen Krallığı “Kraliyet Muhafız Birlikleri Komutanı” ve Vatikan’a bağlı üst düzey din adamlarının yer aldığı bu savaşta Anadolu toprakları pek çok “aziz” ve “mavi kanlı aristokrat” kanıyla sulanmıştır. Sefere katılan üst düzey komutanların yanı sıra kutsal bir savaşı icra ettiklerini düşünen ve aralarında kadın ve çocuklarında olduğu sayıları binlerle ifade edilen Hıristiyan imanlı gönüllülerinde hayatlarını kaybettiklerini kaydetmekte yarar vardır. Merzifon Savaşı’nı çağdaşı olan diğer savaşlardan farklı kılan bazı özellikler bulunur. Mistik bir dünyaya ait bazı gizemli inançları bünyesinde taşıyan Hıristiyan “relicleri” (kutsal emanetler) yitirilen bir savaşın hengâmesinde unutulmuştur. “Kaderin Mızrağını” taşıyan Touluslu Raymond ve St. Ambrossa’nın elbisesi ve el iskeletini Milano’dan beraberinde getiren Milano Piskoposu’nun (IV. Anselm) bu kıymetli kutsal emanetlerin Paflagonya’nın sarp dağlarında yitip gideceği hakkında henüz bir fikirleri yoktu. Çalışmamızda Hıristiyan kutsal emanetleri olan “Kaderin Mızrağı”, “St Ambros’un eli ve elbisesi”, seferin tarihi, güzergâhı ve bu güzergâhın seçilmesindeki nedenler, Horasan erenlerinin diyarı ve ateşli silahların bu savaşta kullanılıp kullanılmadığına dair iddialarla ilgili gizem ve sır perdesinin geçerliliğini günümüze kadar koruyan konular üzerinde bazı tespitlerde bulunulacaktır. Ayrıca çalışma sahamızda yer alan kadim yapıların ne oranda Merzifon Savaşı ve sonrasında bölgede yapılan imar çalışmaları ile alakalı olduğuna dair bazı inceleme sonuçları tanımlanacaktır. Bilhassa savaşın geçtiği sahada yer alan ve şöhretini günümüze kadar koruyan “Merzifon Eşeği” nin bu savaş esnasında Milano ve Alp dağlarının eteklerinden Haçlılarla birlikte gelen ve savaş ganimeti olarak yöredeki sivillerce paylaşılan eşek türüyle bağlantısı sorgulanacaktır.
The assault, In the war of 1101 at “Merzifon” as an initial wave of crusades’ military campaign was resulted as an utter catastrophe. Nobles with their “blue blood” of European dynasties alike English crown, House of Denmark, House of Aragon, House of Lombardy, Franks, Norseman, Constant of Holy German-Roman Empire and well-known individuals of Catholic religious clergy mainly from Milano were fell down side by side on the Paflogonias’ ground and irrigated the deserted lands of Pontus with their true blood. It is worth to record that many thousands faithful civilians, among them women and children were abundant who participated to the crusade campaign to establish a new Christendom amid the Black-Sea territory and believe in their case that aimed as an holy war were also lay down on the ground as a ripen grass along with the crusaders’ army commanders. There are some certain differences that separate the campaign of 1101 from other contemporary crusades. Some “holy relics” were forgotten by mourn of losing the battle at the cost of many souls. Before the campaign Raymound of Tolouse who brought the “holy lance” with him and IV. Anselm bishop of Milano, who escort the hand skeleton of St. Ambrosa and the garments of St. Ambrosa, embellished with precious gems and stones did not have any idea of loosing these holy relics on the wild mountains and forests of the Paflagonia. In our study some plausible answers would be driven from the questions if to find the holy relics, the exact date of the war, how the crusaders to lured into prisised (strayed) destination. It also would be find out that if the Danişments of Horozan used artillery or any kind of saltpeter on the war field of 1101. These mysterious un-known questions have still needs plausible answers with the evident driven from the war-theatre. It is also needed to be searched the constructions, risen in the region aftermath of 1101. If any artisans or slaves, captured in 1101 were forced to work on these constructions, such as mosques, bath houses, bridges, religious temples etc. needed to be detected. Exclusive attention was also needed to be focused on the mule called “Merzifon Eşeği”. The one that has had a holy case, if it were also captured in the war of 1101 traveled all the way from Lombardi to Merzifon.