Selanik şehri limanı, coğrafi konumu, uluslararası ticaret pazarıyla olan bağlantıları ve hinterlandı ile Balkanların önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir. Şehrin bu durumunda, fetihten sonraki süreçte Osmanlılar tarafından inşa ettirilen ekonomik ve ticari müesseselerin de rolü bulunmaktadır. Osmanlılar, şehri bedesten, han, kervansaray, çarşı ve pazarlarla donatarak canlı bir merkez haline getirmiştir. Bedesten etrafında gelişen ticari merkezde, hanlar da önemli bir rol oynamış, vakıf ve mülk olarak birçok han inşa ettirilmiştir. II. Murad döneminde başlayan bu süreç XX. yüzyılın başlarına kadar devam etmiştir. Yolcu ve ticaret hanları olarak karşımıza çıkan bu yapılar, kimi zaman içinde bulundurduğu esnafın ismiyle anılır olmuş, kimi zaman da ismini etnik yapıdan, büyüklüğünden, bulunduğu konumdan, inşa malzemesinden veya sahibinden almıştır. Hanlar, şehre çeşitli nedenlerle gelen yolcu, gezgin, asker ve esirlere barınma imkânı sağlamıştır. Ayrıca ticari işletmelere ev sahipliği yapmış, büro, dükkân ve mağazaları içinde barındırarak şehrin ticari hayatına katkıda bulunmuştur. XIX. yüzyılda ileri gelen ailelerin inşa ettirdikleri hanlar da şehrin ticari çehresini değiştirmiştir.
Selanik hanlarının birçoğu zamanla ortadan kalkmış, kalanların bir kısmı ise şehrin Yunanistan’a geçmesinden sonra yıktırılarak yerini otel veya başka yapılara bırakmıştır. Bu çalışmada Selanik’te inşa ettirilen vakıf hanlar, vakfiyeler, arşiv belgeleri ve basılı kaynaklar kullanılmak suretiyle tespit edilmeye çalışılacaktır.
Salonika has become one of the most important cities of the Balkans with its port, geographical location, its connectivity to international trade, and its hinterland. Financial and commercial institutions built on the Ottomans’ command in the post-conquest period also played a role in the current situation of the city. The Ottomans turned the city into a vital center, equipping it with covered markets, inns, caravansaries, souks, and bazaars. Although covered markets were the center of trade, inns also played a key role, and many charity-run and privately owned inns were built, starting in Murad II’s reign and continuing until the early twentieth century. These buildings were classified as traveler inns and commercial inns. They were given a name referencing the ethnicity or name of the innkeeper, or the size, location, or materials of the construction and were sometimes named for the owners. The inns provided accommodation for travelers, wanderers, soldiers, and captives who came to the city for a multitude of reasons. They also hosted commercial enterprises and contributed to the commercial life of the city, harboring offices, shops, and stores. The inns built by notable families in the nineteenth century also changed the commercial landscape of the city.
Lots of Salonika inns disappeared in time; some of the rest had been demolished after Greece was captured and left their place other buildings such as hotels etc. In this study, waqf inns were built will be tried to determine by using the endowment deeds, archive materials, and published sources.