Millî hâkimiyet, halkın kendi kendini yönetmesidir. Hiçbir zümre ve sınıfın etkisi olmadan, yönetime müdahale etmeden doğrudan doğruya halkın bizatihi kendisinin iradesiyle hükmetmesidir. Millî Mücadele Hareketi millî hâkimiyet üzerine tesis edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün kafasında 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıktığı ilk günden itibaren tek bir düşünce hâkimdi; o da “tam bağımsızlık ve millî hâkimiyet”. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan Millî Mücadele’nin düşünce safhasını oluşturan kongrelerde alınan kararlar, vatanın bağımsızlığı ve milletin egemenliği üzerinedir. TBMM ve onun meydana getirdiği 1921 Anayasası’nın temel vasfı da millî hâkimiyet üzerinedir. Mustafa Kemal Atatürk, bağımsızlığın ve millî hâkimiyetin kolay bir biçimde elde edilmediğini, bu nedenle Türk milletinin bağımsızlığı ve millî hâkimiyeti her ne pahasına olursa olsun koruması gerektiği üzerinde durmuştur. Adaletin de teminatı olan millî hâkimiyet, Mustafa Kemal Atatürk’ün olmazsa olmazlarındandır. Ortaya koyduğu Millî Mücadele Hareketi’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin teşekkülünün ve onun ilkelerinin dayanak noktasını millî hâkimiyet prensibi oluşturmaktadır. O nedenle Mustafa Kemal Atatürk’ün düşünce atmosferinde millî egemenliğin ayrı bir yeri vardır ve Türk milletinin bu prensibe sıkı sıkıya bağlı kalmasını işaret etmiştir. Çalışmada; Mustafa Kemal’in söylevleri bağlamında millî hâkimiyet prensibi ele alınmıştır.
National sovereignty is a system of government in which public governs itself. Without the impression of any oligarchy or class, it is governing of public directly itself without any interference to government. From the first day when Mustafa Kemal arrived in Samsun on 19’th of May 1919 there was only the only one idea in Mustafa Kemal’s mind “Whole freedom and National Sovereignty”. The decisions taken through the congresses, forming the conception phase of the National Struggle in the leadership of Mustafa Kemal, were on the freedom of homeland and nation’s sovereignty. The basic characteristic of The Grand National Assembly of Turkey and its 1921 Constitution, established by itself, was also on national sovereignty. As the freedom and national sovereignty can’t be gained easily, Atatürk lays emphasis on the requirement of protection of freedom and national sovereignty of Turkish Nation against whatever it costs. The national sovereignty, the assurance of justice, is among the things that Mustafa Kemal Atatürk Atatürk requires necessarily. National sovereignty underpins the National Struggle and the Republic of Turkey's formation. Therefore national freedom has a separate place in the conception atmosphere of Mustafa Kemal Atatürk Atatürk and indicates for Turkish Nation to abide by this principle vicelike.